Dolar 38.752 Euro 43.4568 Altın 3968.918 Borsa 9701.55 Sterlin 51.5852 Brend 66.04
14 Mayıs 2025 Çarşamba

Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'na Destek Mitinginde Çarpıcı Açıklamalarda Bulundu!

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek veren mitingde konuşmalar yaptı.

Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'na Destek Mitinginde Çarpıcı Açıklamalarda Bulundu!
19 Mart 2025 Çarşamba/22:28

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ilişkin yürütülen iki farklı soruşturma çerçevesinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve ünlü sanatçı Ercan Saatçi'nin de aralarında bulunduğu toplam 87 şüpheli gözaltına alındı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane'de İmamoğlu'na destek vermek amacıyla gerçekleştirilen mitingde açıklamalarda bulundu.

Özgür Özel'in konuşmasında öne çıkan noktalar şöyle:

"BU BİR DARBEDİR"

Bu sürecin ardında ne olduğunu kimse kafa karışıklığına düşmesin. Dünkü olayların bir tanımı var. Bu duruma açıkça darbe girişimi demek gerekir. 19 Mart, bir darbe girişimidir. Bugün halkın iradesi yargı tarafından gasp edilmeye çalışılıyor. İstanbulluların tam üç kez büyükşehir belediye başkanı olarak seçip emanet ettikleri, sizin kardeşiniz, ağabeyiniz, evladınız Ekrem İmamoğlu'na karşı girişilen bu darbe, aslında milli iradeye bir saldırıdır. Burada ne yolsuzluk ne de bir terör veya çıkar çetesi bulunuyor. Ancak iktidarın emirleri doğrultusunda hareket eden, görevlendirilmiş yargı mensupları var. Ne diyebileceklerdi? Ekrem İmamoğlu'nun adaylığından dolayı Recep Tayyip Erdoğan mı korkuyor, bu yüzden mi gözaltına alındı diyeceklerdi?

"KİMİN YAPTIGINI BİLİYORUZ"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, hukuksuzluğun bir parçası olarak anılan sadece bir araçtır. Bir başsavcı, bir savcı, dünyanın en bilinen şehrinin belediye başkanına, ardı arkası kesilmeyen iftiralarla ve düzenlenen kumpaslarla 5 farklı dava açılıp, 25 yıl hapis istemiyle karşı karşıya bırakılabilir mi? 35 yıl önce birçok arkadaşıyla birlikte geçiş yaptığı, yalnızca 2 dersi tekrar aldığı üniversitesinden diplomasını almasının üzerinden 31 yıl geçtikten sonra, bu süreci yöneten vicdan sahibi bir savcı, hukuka önem veren bir savcı, ülkenin geleceğini düşünen bir savcı olabilir mi? Bunu kimin yaptığını biliyoruz. Bu eylemi gerçekleştiren kişi her gece uykusundan sıçrayarak uyanıyor ve kendi sesini duyuyor; “İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder.” Kabusu olan o ses hiç rahat bırakmıyor. Çünkü o ses onun rahat uyumasını engelliyor. İstanbul'u kazanan, Türkiye'yi kazanır. Hepimiz biliyoruz ki Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’yla girdiği dört seçimde de yenik düştü. Bir seçimde, kaybettiği için hazımsızca iptal ettirdi; sonrasında ardışık olarak yapılan diğer seçimlerin de kaybedildiği görülüyor. İkisi arasında ilk seçimde tekrar, 31 Mart'taki üçüncü seçimde ise Ekrem İmamoğlu’nu, elini bükemediği bu bileği, yargı sopasıyla kırmaya çalışıyor.

"TALİMATI ALAN DEĞİŞTİ, VEREN DEĞİŞMEDİ"

Bu planları gerçekleştirmek için kendine bağlı, gözünü kin bürümüş, adalet anlayışı kalmamış kişileri kullanıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Anadolu'daki destekçileri, Milliyetçi Hareket Partisi'nin değerli seçmenleri; hatırlayın, 12 yıl önce, yine aynı kişi başdaydı. Ancak bugün “FETÖ terör örgütü” dediği yapının savcıları ve hakimleri vasıtasıyla orduya kumpas kurarak, “ordum bana darbe yapacaktı!” yalanını ortaya atarak benzeri saldırılar yapmadılar mı? O gün önleri açılan savcılardan bazıları ya Zekeriya Öz gibi kaçtılar ya da cezaevinde yatıyorlar. Talimatı alan değişti, talimatı veren değişmedi. O gün o kötülüğü yaptıran da Recep Tayyip Erdoğan'dı, bugün bunu yaptıran yine o.

"O GÜN SARAÇHANE'NİN MAĞDURUYDU"

Sizler öfkelisiniz, kararlısınız ama buradan sesleniyorum, bu meydanın öfkesine, inancına ve azmine çok ihtiyacımız var. Ancak burada olmayanların, hatta bizimle aynı fikirde olmayanların vicdanına, ahlakına ve sağduyusuna da gereksinimimiz var. 9 yıl önce FETÖ'cü Terör Örgütü, AK Partili seçmenlerin seçtiği yöneticilere bütün meclise darbe girişiminde bulunduğunda halkımız, “Ben milletim, egemenlik kayıtsız şartsız benimdir. Kötü bir yönetim seçtiysem, sandıkta ben değiştiririm ancak hiç kimseyi, hiç bir tankı, topu, tüfeği benim seçtiklerimi teslim edemem," diyordu. Şimdi, bu meydanda bulunanların seçtiği Ekrem İmamoğlu’na tek suçlu, anketlerde ön sıralarda yer alması. Bunun tek suçu, bu toplumun gönlünde yer etmiş olması ve gelecekte Cumhurbaşkanı olmasıdır. Bunu yapmak reva mı, adil mi? Ey Erdoğan, burası Saraçhane, burada 27 yıl önce seni uğurlayanlar, bu günleri hatırlatıyorlar. Bir arkadaşının muayenehanesine gittiği için cezaevine gönderilerek 3 ay cezaevinde kalan ve o mağduriyeti sürekli anlatan Recep Tayyip Erdoğan, şimdi bu muameleye tepki veren millete 23 yıldır pek çok göreve gelmiş biri. O günün, Saraçhane'nin mağduru, şimdi Saraçhane’nin zalimi olmaktan utanmıyor musun?

"YENİLDİN, YİNE YENİLECEĞİNİ BİLİYORSUN"

Ey Recep Tayyip Erdoğan, sana sesleniyorum, seni onurlu bir rekabete davet ediyorum. Ben, CHP'nin genel başkanı olarak, tüm üyelerime danışarak en doğru adayı belirlemeye çabalıyorum; bu yola çıkarak iktidarı görebiliyorum, zaferi görebiliyorum. Sen, bu ülkenin Cumhurbaşkanı adayı olan şahıs karşısında bir güç göremiyorsun. Ona yenildin, yine bununla karşılaşacağını biliyorsun. Bu yüzden türlü kumpaslarla İstanbul'un evladına zulmediyor ve onunla uğraşıyorsun. Birçok seçimde yer aldın, birçok seçim kazandın. Ama bu seçimi kazanamayacağın için, hukuksuzluklara başvurman yerine, son cumhurbaşkanlığı seçimlerinin galibi olarak bir kenara çekilmeni ve benim adayımın karşısında onurlu bir rekabet edecek bir aday beklemeni istiyorum.

"MÜCADELE İÇİN HAZIRIZ"

Demokrasi, sessiz kitlelerin sesidir. Hiçbir AKPartili, örneğin bir futbol maçı izlerken, hakemin kendi tuttuğu takımın formasını giymesini ister mi? Hiçbir MHP'li, kendi kalenin 1 metre, rakip takımın kalesinin 10 metre olmasını ister mi? Onurlu bir mücadele için biz hazırız. İstanbul hazır, Türkiye hazır, sana meydan okuyorum. Korkma Erdoğan, bizimle yüzleşmeye var mısın? Burada olmayan kalabalık, oraya giremediği için dışarıda kalanların sayısı kadar, burayı doldurabiliyor ama yine de bulunamıyor.

"ELİMİZDEKİ TAPUYA BAKIP EVİM VAR DİYEMEYİZ"

Değerli İstanbullular, bu mesele artık yalnızca Ekrem İmamoğlu meselesi değil, milletimizin genel sorununa dönüşmüştür. Geçen gece yarısından bu yana, her geçen gün daha da yıpratılan ve yok edilen anayasa artık tamamen askıdadır. Dün akşam iptal edilen şey, Ekrem İmamoğlu'nun diploması değil, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan her bireyin hukuk güvencesi, mal ve can güvenliğidir. Artık hiçbirimiz elimizdeki tapuya bakıp, evim var diyemeyiz. Diplomamıza bakıp mesleğim var ya da ruhsatıma bakıp işim var diyemeyiz. Kesin olan şu ki; kaybettiklerimizi geri almak için, Ekrem Başkanı bu kirli ellerden kurtarmak ve İstanbul'un iradesine sahip çıkmak adına var gücümüzle birbirimize kenetlenmeli, saflarımızı sıklaştırmalı ve sokakları hep birlikte doldurmalıyız.

"BU MÜCADELE TEK BAŞINA VERİLEMEZ"

Bugün ilk aldıkları kararın ardından, başka bir karar daha aldılar. “İstanbul'da 4 gün boyunca gösteri yürüyüşü, toplantı ve toplanmak yasaktır” dediler. O kararı verenlere ve aldıranlara söylemek istiyorum; bu alanı görüyor musun? Bu meydanı görebiliyor musun? Bu mücadele yalnızca bir parti ile verilemez. Ekrem Başkan'ın arkasında yüzler, binler, on binler, milyonlar duracak; o yürüyecek, biz de yürüyeceğiz. Ey Erdoğan, meydanın sesini duyuyor musun? Sen meydanlardan korkarsın, kalabalıklardan korkarsın, ama İstanbul senin korkun değil.

"SİZLER GELDİNİZ, KOŞTUNUZ, AKTINIZ"

Bugün Ekrem Başkan gözaltına alındı ve Vatan Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Sizler bir sel gibi oldunuz, aktınız ve geldiniz. Ekrem Başkan ile görüştürmemek istenmiş olsalar bile, sizin güçlü enerjiniz sayesinde avukatlarınız görüştü. Ekrem Başkan tüm gençlere, tüm üniversitelere, tüm sokaklara, tüm meydanlara, tüm yiğitlere selam gönderiyor. Hem benim, hem partimin hem de adayımızın önemli bir çağrısı var. Bildiğiniz gibi CHP, tüm demokratik süreçlerini işleyip, karar organlarını çalıştırarak, parti içi Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için önemli bir adım atmıştır. Şubat ayı içinde 250 bin yeni üye ile birlikte 1 milyon 750 bin üyeyle bu yola çıktı. Ancak şimdi, yeni bir çağrımız var; bu çağrı, diktatörlerin nasıl iktidara geldiklerini ve ülkeleri felaketlere sürüklediklerini anlatan tarihten gelmektedir. Tek adamlarının nasıl gittiğine dair belgelere göz atmalıyız, zira geçmişteki Arap Baharı gibi bir meydana milyonların inmesi dışında başka bir seçenek yoktur.

"EKREM BAŞKAN'A SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUM"

Buradan, Ekrem Başkan’ın selamıyla ve CHP olarak sadece kendi üyelerimizi değil, tüm siyasi görüşlerden, fakat bu tek adam rejiminden, yoksulluktan, işsizlikten, açlık ve güvencesizlikten bunalan milyonları pazar sabahı sokaklara dökülmeye, CHP’yi bir sandıkta aday belirlemeye ve dayanışmalarını göstermeye çağırıyorum. Ekrem Başkan’a, Türkiye'nin gelecekteki Cumhurbaşkanına sahip çıkmaya davet ediyorum.

Birlikte pazar günü milyonlarca insan sokaklarda, sandık başında ve meydanlarda buluşacak. 86 milyonun itirazlarını dile getirmeye, seslerini yükseltmeye, çevresindekilere ikna etmeye, uzaktakilere ulaşmaya, ayağa kalkmaya davet ediyorum.

"DEMOCRACY REVOLUTION CALL TO EVERYONE"

Harekete geçin ve bu ülkeyi kurtarın. Ekrem Başkan’ın her zaman söylediği gibi, 23 Mart Türkiye'nin baharını müjdeleyecek. O gün sandık gelecek, Ekrem gelecek ve sorunlar bitecek. 23 Mart, erken seçimin habercisidir. 23 Mart’ta Ekrem Başkan’a sahip çıkarak, sandıklara koşmaya, partili partisiz tüm insanları Türkiye’nin baharına, demokrasi devrimine davet ediyorum. Eğer içtenlikle buradaysanız, CHP Genel Başkanı olarak ve bu ülkenin bir evladı olarak, Ekrem İmamoğlu’nu millete emanet ettiğimizi bir kez daha vurgulamak isterim. Ekrem Başkan burada olsa, mikrofonu elinde tutsaydı ve sizi böyle kararlı ve inanç dolu görseydi, sizlere şöyle seslenirdi; “Her şey çok güzel olacak.”

"EKREM BAŞKAN'I ASLA YENEMEYECEKLER"

Burada iki büyük aile, iki güçlü aile var. Bu ailelerden biri dünyanın en çalışkan, cesur ve onurlu siyasetçisini yetiştiren İmamoğlu ailesidir. Diğeri ise Sivas Kongresi’nde ilk kurultayını toplayarak, Türkiye'nin sıkıntılı zamanlarında dimdik ayakta kalmış, asla yere düşmemiş, bileği bükülmemiş CHP ailesidir. Genel başkanlarımı saygıyla selamlıyorum. Bu aile, İmamoğlu ailesinin ve sizlerin emanetine de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emanetine de sonuna kadar sahip çıkacaktır.

"EKREM BAŞKAN'I BIRAKMAYACAĞIZ"

Sizler burada oldukça, siz çağrıldıkça koşup geldikçe, bu cesareti gösterdikçe yenilmeyecekler. Ekrem Başkan'ı yıkamayacaklar, bileğimizi bükemeyecekler. Biz kazanacağız, siz kazanacaksınız, Türkiye kazanacak. Size inanıyoruz, güveniyoruz. Bir kez daha ifade edelim ki; Ekrem Başkan gözaltında olduğu sürece bize uyku yok. Ekrem Başkan gözaltındayken bize durmak yok. Ekrem Başkan Vatan’daysa; biz de Vatan’da olacağız. Çağlayan’da ise biz de onun yanındayız. Mücadeleyi sürdürecek ve sizin iradenizi temsil etmeye devam edeceğiz. Hepinizi dayanışma duygusal biçimde, kararlılıkla ve inançla selamlıyorum. Sağ olun, var olun. Buradayız, bir arada duruyoruz, Ekrem Başkan'ı vermeyeceğiz.

© Balıkesir Son Dakika